Şiir genel olarak bir söz sanatıdır. Kelimelerin bilinen anlamları dışında yeni ve farklı anlamlarda kullanılması, söz sanatları vasıtasıyla gerçekleştirilir. Ancak şiirde söz sanatlarının kullanılması, ustaca ve yerinde olmalı. Manzumelerde yapılan acemice sanatların aksine, şiirde sanat sırıtmamalı ve ifadeyi tabiîleştirerek adeta ifadenin içerisinde erimelidir. Eski şairlerimizin edebî sanatları kullanması zorunlu idi. Şair, bir beyit içerisinde birden fazla sanatla ifadeyi zenginleştirmek ve anlamı derinleştirmek için büyük bir çaba sarf etmek durumundaydı. Çağdaş şiirde edebî sanatların kullanılmasına daha seyrek rastlanmaktadır. Bu da şairlerin tabiî ve sade bir anlatımı tercih etmelerinin bir neticesidir. Orhan Veli ve arkadaşlarının Garip Ön Sözü'nde de belirttikleri gibi, yeni Türk edebiyatı şairleri, edebî sanatların kullanılmasına pek sıcak bakmamışlardır. Ancak bu şairlerin eserleri de dâhil olmak üzere, çağdaş şiirde edebî sanatlar anlatımın vazgeçilmez özelliğini oluşturmuştur. Sözgelimi, Orhan Veli'nin:
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
(Anlatamıyorum)
İfadelerinde, eskilerin tecâhül-i ârif dedikleri “bildiği halde bilmemezlikten gelme” sanatı vardır. Nazım Hikmet'in:
Hava kurşun gibi ağır!
(Kerem Gibi)
dizesinde de benzetme (teşbih) sanatı yapılmıştır. Cahit Sıtkı'nın ünlü “Otuz Beş Yaş” şiirindeki:
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz
ifadelerinde de hem açık istiare (kar: beyaz saç) hem de tecâhül-i ârif ve istifham (soru sorma) sanatları yapılmıştır.
Görüldüğü gibi, şiirde edebî sanatların kullanılması, sadece Divan şiirinde veya Halk şiirinde görülen bir husus değildir. Modern şiirde de edebî sanatların kullanıldığını pek çok örnekte görüyoruz. Zira edebî sanatlar, edebî dilin tabiî neticesini oluşturmaktadır. Edebî dilin kullanıldığı her metinde edebî sanatların kullanılması kaçınılmazdır. O halde şiirde edebî sanatların ustaca ve tabiî anlatımı destekler mahiyette kullanılması gerekir. Şair, dilin tabiî ifade gücünden yararlanarak anlatımı çağrışım, benzetme, istiare, mübalağa, tezat ve diğer unsurlarla bir gergef gibi işlemelidir.
0% |